Korku filmleri günümüzde, bilimkurgu, fantastik, polisiye ve psikolojik gerilim türleriyle yan yana giden bir türdür. İnsanlar günlük boşluğun, aynılığın, zorlukların, sıkıntıların yarattığı etkiyi azaltmak için bu tarz filmleri izlerler.
Artık, çağımızda insanlar gerçekten hiçbir şeye heyecanlanmadıkları için, adrenalin de salgılamazlar. Oysa, korku filmi izlediklerinde vücut ayakta kalma hissiyle, bu hormonu salgılar. Seyirciler karakterlerin yerlerine kendilerini koyarak, rahatlarlar.
İçindekiler
Korku Nedir, Neden Korkarız?
Korku, en temel dürtümüzdür. Duygudan ziyade, bir reflekstir. Bu yönde, kaygıdan ayrılır. Kaygı, yaşama temelli bir çabadan ötürü, daha çok insani taraflarımıza hitap eden, medeniyetle gelişen bir duygudur. Ama, korku yüzyıllar öncesinden gelerek, atalarımız tarafından genlerimize kodlanmış bir reflekstir. Bizi ayakta tutarken, aynı zamanda yıkar. Yazar Ursula K. Le Guin, ejderhalar olmadığı halde onlardan korktuğumuzu, bunun bilinçdışı gerçekleştiğini söyler.
Diyebiliriz ki, korku her şeyin temelidir. Yaşam telaşı, birini kaybetme, ölüm vd. gibi durumlar olmasa, korkmasak belki de birçoğumuz intihar ederdik. O sebeple, intihar edenlerin durumları anlaşılamaz. Çünkü, onlar din gibi bir baskılama aracı, gelenek gibi katı bir çerçeveye rağmen, özgür iradeleriyle, korkmadan bu dünyadan gitmeyi seçerler.
Bunun dışında, korku hayvanlardan bize geçmiş evrimsel bir süreçtir. O yönde, onlardan hiç farkımız yoktur. Alanımızı, kayırdıklarımızı korumak adına, korktuğumuz için her türlü ataklığa başvurduğumuz gibi, her türlü hileye, yalana, kumpasa da başvururuz. İkisi de bir ayakta kalma biçimidir; biri oldukça onurluyken, diğeri onursuzcadır. Fakat, ikisi de yaşamda bulunur. Hatta, onursuzluğa açılan yolda korkularımızla yaptığımız her eylemi gizle çabalarımız daha yaygındır.
Korku insana her şeyi yaptırır.
Korku Sözcüğünün Kökeni Nereye Dayanmaktadır?
Arapça evham sözcüğünden türemiştir. Vehim sözcüğü de aynı kökenden gelmektedir. Aşırı derecede panik yapmak, düşüncelerini kontrol edememek, hal ve hareketlerin değişmesi anlamına gelmektedir.
Korku, ‘-kork’ fiilinden gelmekte ve içinde ciddi bir emir kipi ahengi taşımaktadır. Kimi korkular gün yüzüne çıkarılabilirken, kimileri bastırılmaktadır. Sigmund Freud, bastırılan duyguların, bilhassa korkunun, canlı canlı toprağa gömülen insana benzediğini ve hiç beklenmedik bir anda, bir yerden hortlayabileceğini söyler.
En büyük korku, ölümdür. Ölüm korkusu hiçbir şekilde açıklanamaz.
Korku Filmlerinin Genel Özellikleri Nelerdir?
En popüler korku filmleri dediğimizde, bunların temel özellikler barındırdıkları tespitini yapabiliriz. Korku filmleri, psikolojik gerilim filmleriyle de benzer özellikler gösterebilirler. Nitekim, korku da bir gerilim çeşididir. Reflekstir, o şekilde dışa vurulur. Bu filmler temel düzlemde kanlı olanlar, az kanlı olanlar ya da kansız olanlar şeklinde üçe ayrılabilir.
Kan ve korku arasında bir kolerasyon bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda, özellikle kadın izleyicilerin kanlı sahnelerle içlerindeki vahşeti ve birikmiş enerjiyi boşalttıkları belirtilir. Spartacus, Game Of Thrones gibi Netflix dizileri de korku dürtüsünü tetikler. Orada da, korku türü en çok tercih edilen kısımlardan birisidir.
En popüler korku filmleri üstünden gidersek, aşağıdaki çıkarımları yapmamız mümkün gözükmektedir:
* Korku filmlerinde bir ya da iki karakter merkezde bulunur. Genelde bu karakter genç bir kadın ya da genç bir adam olur. Liseye veya üniversiteye gider. Yahut, birbirine ilgi duyan, ileride ilgi duyacak olan bir kız, bir erkek karakter seçilir. Karakterler çekici, sempatik, güçlü görünen insanlardır.
* Korku filmlerinde orman, otoban, nehir, deniz, ıssız ev, şato, malikane, uzay gemisi, arabanın içi, hastane gibi kapalı yerler kullanılır. Kendi içlerinde sıkıştırılmış alanlar olarak tanımlanan bu yerler, daima çıkılmaz bir hal alırlar.
* Korku filmlerinde genelde sepya, kahverengi, siyah, soğuk gri, metalik sahneler, görüntüler, pus, sis gibi hava şartları kullanılır. Ayrıca siren, uluma, çığlık gibi seslere de bolca yer verilir. Bunun yanı sıra görüntü ve efekt uyumuna dikkat edilmektedir. Ama, özellikle efekt, seç.ilen müzikler önemlidir.
* Korku filmlerinde, kurt, köpek, ayı gibi hayvanlarla birlikte; hayaletler, uzaylılar, yaratıklar, vampirler, kurt adamlar, cadılar, mumyalar kullanılabilir.
* İlginç şekilde, çoğu korku filminin sonu iyi biter. Bununla birlikte mücadele eden ana karakter bütün kötülükleri yener.
En popüler Korku Filmleri Nelerdir?
En popüler korku filmleri dediğimizde, geniş bir platformun içine dalarız. Dünyada en gelişmiş sektörlerin başında korku filmleri gelmektedir. Bu yönde, hem dünya sineması hem Türk sineması birtakım çalışmalar üretmektedir.
Filmleri yerli ve yabancı biçimde aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
-
13. Cuma
Popüler korku filmleri arasında bir klasik olmuş 13. Cuma, Crystal Lake isimli kamp alanında esrarengiz cinayetlerin işlenmesiyle gelişir. Ayrıca bir girişimci burayı tekrar canlandırmak ister ve yeniden hizmete açar. Ardından, koyu bir fırtına ve yağmur başlar. Bunun yanı sıra yeniden cinayetler olur. Birçok genç kız ve genç adam seri şekilde öldürülmeye başlar. Katil bir türlü bulunamaz.
Filmin yönetmeni, Marcus Nispel, eski filmden esinlenerek yeni bir çalışma ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte 13. Cuma, 2009’da vizyonda bayağı rağbet görmüştür.
-
Paranormal Activity
Katie ve sevgilisi Micah, gürültüden uzak bir evde, sevgi dolu günler geçirmektedir. Fakat, Katie adlı genç kadının bir problemi vardır. Ayrıca kendisi geçmişten beri peşini bırakmayan bir yaratık tarafından izlendiğini söyler. Bunun yanı sıra yaratık, kaldıkları eve de dadanmıştır. Bununla birlikte gelişmeler birbirini seyreder.
Filmin yönetmenleri, Oren Peli ve Tod Williams’tır.
-
World War Z
Bir gün aniden trafik sıkışır. İnsanlar panik yapmaya ve etrafta çılgınca koşarak izdiham yaratmaya başlarlar. Ayrıca bir virüsün yeryüzüne yayıldığı haberi verilmektedir. Bunun yanı sıra birleşmiş Milletler görevlisi Gerry, bu işi çözmek üzerine görevlendirilmektedir. Ayrıca bir yandan virüsü araştıran Gerry, bir yandan da ailesini korumakla uğraşır.
Filmin yönetmeni, Marc Forster’dır.
-
Gece Yarısı Sokakta Bir Kız
İran’da çekilen bir vampir filmi şeklinde rağbet gören Gece Yarısı Sokakta Bir Kız, bu bölgede yer alan Bad City’de geçmektedir. Bununla birlikte şiddetin, tacizin, tecavüzün, uyuşturucu ve kadın ticaretinin olduğu bölgede, bir kadın vampir tüm kasabadaki canilerden ve suçlulardan intikam almak için tek başına sokağa çıkar. O arada, Arash adlı bir genç adamla tanışır.
Filmin yönetmeni, Ana Lily Amirpour’dur.
-
Çiğ / Raw
2016, Belçika yapımı bir film olan Raw’ın diğer adı da ‘Grave’ şeklinde geçmektedir. Kendi halinde bir genç kız olan Justine et yememektedir. Ailesindeki herkes veteriner olan 16 yaşındaki genç kız, bu yoldan gider. Okula yazılmaktadır. Fakat, eğitim ortamındaki sert koşullar, insanların acımasızlığı ve sistemin soğukluğu onu çok zorlar. Ayrıca bir gün mecburen et yer ve bedeni buna reaksiyon gösterir. Çünkü, vejeteryandır. Kanın tadına varan Justine, okuldakilerin kötülükleri, kadın-erkek ayrımları ve oynanan kirli oyunlar karşısında çetin bir savaşa girer.
Filmin yönetmeni, Julia Ducournau’dur.
Türk Filmleri
-
Gece Gelen: Cin Bebek
Yönetmenliğini Boyoz Akademi Sanat Merkezi’nin kurucularından Bülent Aydoslu’nun yaptığı Gece Gelen: Cin Bebek filmi, bir kadının cin doğurmasını anlatıyor. Ayrıca Ziffar adlı cinin Doğa adlı köylü kızına musallat oluşuyla birlikte olaylar ilginç bir seyir alır. Bununla birlikte genç kadın, cinler mezarlığına giderek, onlarla anlaşma yapmak zorundadır.
-
Baskın: Karabasan
Yönetmenliğini Can Evrenol’un yaptığı 2015 yapımı film, Osmanlı’dan kalma bir karakola giderek, araştırma yapan beş erkek polisin başına gelenleri ve orada yaşanan gizemli olayları anlatıyor.
Film, daha önce ödül alan bir kısa filmden uyarlanmıştır.
-
Üç Harfliler: Beddua
Üç Harfliler serisinin filmlerinden biri olan ve 2017’de vizyona giren çalışma, Alper Mestçi tarafından yönetilmiştir. Ayrıca serinin bu filminde, dört genç kızın hikâyesi anlatılmaktadır. Bu genç kızlar Havel adında bir şaman kadınla tanışırlar. Bunun yanı sıra O andan sonra işin içine beddua girer. Kızların hayatı darmadağın olmaya başlar.
-
Küçük Kıyamet
Yönetmenlik koltuğunda Taylan Biraderler’in oturduğu, 2006 yapımı Küçük Kıyamet, İstanbul depremiyle başlar. Buna dayanamayan Bilge, yeğenleriyle birlikte bir sahil kasabasına taşınır. Fakat, burada da çok anormal olaylar gelişmeye başlar. Ayrıca bilge korkularıyla karşı karşıya kalacaktır.
-
Naciye
Hamile olan Bengi, eşinden ilgi görememektedir. Üstelik, genç adam her şeyi bildiğini iddia ettiği konularda, sürekli karısıyla inatlaşarak, onu yormaktadır. Ayrıca genç çiftin aralarındaki ilişki çatallanırken, bir gün eşi onu adada bir eve götürür. Kiraladığı bu evde Naciye diye bir kadın onlara dadanmaktadır. Evin kendisinin olduğunu söyler. Korku dolu anlarla beraber işler birbirine karışır.
Filmin yönetmeni Lütfü Emre Çiçek’tir.
Korku Filmlerini Neden İzleriz?
En popüler korku filmleri üstünden saptama yaparsak, en temel soru neden pamuk gibi biri şeklinde davranmaya çalışsak bile, en canice filmleri merakla izleriz. Hatta, neden 3D korku filmlerine girer, orada yaşatılan ve yaşanan hislerin aynılarını deneyimlemek isteriz?
Bunun sebebi, insan doğasıdır. İnsan aslen hayvandan evrilen, en son sürecini şempanzelerle olan gen benzerliğiyle tamamlamış bir türdür. Aslen, rasyonel de değildir. Bütün kararlarını korkudan alır, ayakta kalmak adına kendine etik, ahlaki, bilgiye dayalı yalan bir çerçeve uydurur. İnsan uyumsuz, çıkarcı, kıskanç, sinirli, düşüncesiz, anlayışsız, bencil, çaresiz, zavallı bir varlıktır. Bu sebeple, içinde büyük bir vahşi uyutarak, dış dünyada melek ve duyarlı yüzünü takınır.
Vahşi tarafını bastırmak adına da, aracı kullanmak, bedenini ve zihnini rahatlatmak zorundadır. Bu sebeple, korku filmi izleyerek, kendini sağaltır, Aristoteles’in deyişiyle katharsise uğrar. Katharsis, insanın her türlü boşalarak, yeni bir ayarla yola devam etmesidir. Korku filmlerinde izlediği kurban törenleri, kan sahneleri, insanların güç savaşlarında birbirlerine fiziksel darbeler de indirmeleri, onu zihnen mutlu eder. Bedeni adrenalinle birlikte, dopamin de salgılar. Ardından, oksitosinle birlikte, kişi rahatlama evresine geçer. Korku anı korkuda kalır. Ardından, büyük bir gevşeme hali gelir.
Korku Filmi İzlerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
En popüler korku filmleri izlenirken, bazı konular da atlanılmamalıdır. Filmlerde belli klişeler bulunsa da, film çözümlemesi yapılması adına, aşağıdaki şu noktaların da gözden geçirilmesi iyi olabilir. Zira, kaliteli bir seyirci olarak kişinin kendini eğitmesi lazım gelmektedir:
* Film hangi ülkede ve kültürel havzada gelişmektedir?
Genelde Amerikan filmleri ve Hollywood sineması revaçta olsa da, son yıllarda Kore, Japonya gibi ülkelerin de dahil oldukları Uzakdoğu sineması atağa geçmiştir. Her ülkenin ve kültürün korkma dereceleri ve nelerden çekindikleri değişebilmektedir. Örneğin, Amerika’da bireysel silahlanma artış gösterdiği için, kişi sokak ortasında vurulmaktan korkarken; Kore’de gölge bir yaratıktan korkabilir.
* Filmdeki karakterlerin ilişkileri nelerdir, film nerede geçmektedir?
Filmin ana karakteri kimdir? Yoksa, o içinde kendi kötücüllüğünü de taşıyan bir anti karakter midir? Film ormanda mı, bir hayal ülkesinde mi, New York’da mı geçmektedir? Zombi mi vardır, vampir mi? Şantaj yapan ve işkence uygulayan bir iş adamı mıdır, bir anne mi, bir siyasetçi mi, bir bilim insanı mı?
* Filmin sonunda iyiler mi kazanıyor? Film açık uçlu mu bitiyor? Film, bir serinin devamı mı olacak?
Çaki gibi bebek karakterlerin, Freddy Krueger, Hannibal gibi karakterler, korku türü için sembol olmuşlardır. Ölseler bile, hortlarlar. İyiler o bölümde kazansalar bile, diğer bölümde tekrar mücadele ederler ya da onların çocukları mücadeleyi sürdürürler. Filmin sonunda sistemde kim kaybeder, bu kayıp kimleri ne şekilde etkiler, bunlar değerlendirmelidir ve gözden kaçırılmamalıdır.
Bu tarz kodları çözmeksizin izlenecek filmler insanların akıllarında kalmaz, sadece korkmuş olmak için izlenirler. Oysa, kimi korku filmleri de bir kültür barındırırlar. Mesajları, altta verdiği bilgiler de önemli hale gelebilir.